This page has moved to a .

Bu Blogda Ara

22 Ağustos 2013 Perşembe

Saynur Gelendost Kimdir?



2003 yılında geçirdiği rahatsızlık sonucu hayatını kaybeden , daha temiz bir çevre için termik santrallerin kapatılmasını isteyen Saynur Gelendost, bu uğurda ölümü bile göze aldı. Türkiye'de bir ilke imza atan Gelendost, 1994 yılında Gökova Termik Santrali'nin kurulmasını protesto etmek için ölüm orucu eylemi yaptı.Çevre dostu Gelendost, dönemin yetkililerinden söz alması sonucu , eylemine son vermişti. Ancak bu eylemin ardından Gelendost'un organlarında büyük hasar oluştu. Özellikle karaciğer ve böbrek rahatsızlığı çeken Gelendost, Bodrum Devlet Hastanesinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmişti.Geçirdiği bir kaza sonucu vefat eden hayat arkadaşını Can Gelendost,ta o dönem 'açlık grevi sırasında Saynur Hanım'ın böbrek, karaciğer ve kalbinde bazı hasarlar oluşmuştu. Zaman zaman hastalanıyordu. Hatta kalp krizi geçirmişti'' demişti.


Gelendost Akdeniz Fokları'nın annesiydi.

Bodrum'a 1979 yılında yerleşen Saynur Gelendost, Muğla bölgesinde bulunan 3 termik santrale karşı Gökova Sürekli Eylem Kurulu'nu kurdu. 1995'te Aydın İdare Mahkemesi'ne başvuran çevreci kadın, davayı kazanarak bir süre Yatağan Termik Santrali'nin kapatılmasını sağladı. Eylemleriyletermik santrallere filitre takılmasına öncülük eden Gelendost, 2000 yılında Abdi İpekçi Barış Ödülü'ne layık görüldü. Son olarak sanatçı Gülben Ergen ile Akdeniz Fokları'nı koruma çalışmaları çerçevesinde bir araya gelen Saynur Gelendost, Bodrum'da eşiyle birlikte bir teknede yaşıyordu.

Bodrum Çevre Gönüllüleri Derneği Genel Sekreteri Saynur Gelendost, çevreyi kirletenlere karşı 20 yıl önce açtığı bayrağı, en önde taşımaya devam ediyor. Çevre için yapılan eylemler sırasında kimi zaman tutuklanan, mahkemeye çıkan, ölüm orucuna giren Gelendost, ölümden dönüyor ama yolundan dönmüyor...

Yeniköy Santrali'ni biraz önce geçmiş, Gökova'ya giden yol üzerinde ilerliyoruz. Koyu çevre sohbetimize devam ederken, Saynur Gelendost birden susup arkasına yaslanıyor. Yıllar önce başladığı çevre savaşını bugünlere getirirken yaşadığı zorluklarla özdeş olduğunu söylüyor bu tozlu yolların. Onlarca kez üzerlerinden geçmiş. Bazen jandarma cipleriyle, tutuklu olarak geri döndügünü anlatıyor. Onun tüm çabası, insana zararlı beton bacaların dumanının artık tütmemesi adına.

- Türkiye'de çevreci denince akla gelen birkaç kişiden birisiniz. Sadece çevre aşığı olduğunuzdan dolayı mı bunca yıldır mücadele veriyorsunuz?

Sadece bu yüzden değil. Ben haksızlıklarla savaşan biriyim. Yolda birine haksızlık yapılsa aynı şiddette tepki veririm. Ancak çevreyi kişisel amaçları için kirletenler, insanlığa haksızlık ediyor. Benim kaldıramadığım da bu. Verilen zarar insana, hayvana, denize, yeşile, gökyüzüne, her şeye. Bu yapılanların bedeli parayla ölçülemeyecek kadar ağır.

- Gökova, Yatağan ve Yeniköy Termik Santralleri'nin Akdeniz ve Ege'ye verdikleri zarar ileri boyutlarda. Buraya Bermuda Şeytan Üçgeni deniyor. Bölgedeki çevreci hareket nasıl başladı?
Yatağan Santrali 1982 yılında devreye girdi ve gözle görünür şekilde çevreye zarar vermeye başladı. Çevre köylerden Turgut ve Yeşilbağcılar'da kanser vakaları görülmeye başladı. Tarım ve Ormancılık büyük zararlar gördü. Yüksek oranda düşük vakaları ortaya çıktı. Sonra, yeri diğerlerine göre daha iyi seçilmiş Yeniköy Santrali ve en son Gökova Santrali devreye girdi. Gökova çalışmaya başladığında köylülerle birlikte büyük bir kampanya başlattık.

- Gökova Santrali artık Türk çevrecilerin sembolü. Bu kadar çok tepki çekmesinin nedenleri nelerdir?

Bana göre Gökova tamamen bir inatlaşmanın sonucu. Önceleri Yeniköy Santrali'nin beş ünite yapılması planlanırken Gökova'ya TEK yetkilileri lojman yapmak istedi. Ancak köylüler buna karşı çıktı. Zamanın TEK Müdürü'nün; "Buraya nasıl geldiğimi göreceksiniz," sözlerini kendi kulaklarımla duydum. Daha sonra buraya santral olayını tezgâhladılar. Tam denizin kenarına, o muhteşem Gökova Körfezi'ne dev bir tesis ve 305 metrelik dev bir baca inşa ettiler. Dev tesis tam fay hattı üzerinde. Bunun sonucunda toprakta büyük çatlamalar oldu. Tesis büyük bir alanı kapladığı için dağları bile düz ettiler.

- Bu inadın açıklanabilir teknik bir sebebi var mı?

Santral yöneticileri, tesis için gerekli olan suyun taşıma masrafından kurtulmak için tesisi deniz kenerına kurduklarını söylüyorlar. Ancak alınan soğuk su, sıcak su olarak dışarı atılıyor. Bu da bölgenin sualtı florasını olumsuz yönde etkiliyor. Ayrıca bu bölge Ege ve Akdeniz'in doğal balık üreme tesisi. Santrale yurtdışından gelen kömür dev gemilerle Gökova'nın kıyılarına taşınacak ve gemilerin perveneleri ve çevrede yarattıkları kimyasal ve görsel kirlilik bölge turizmini olumsuz yönde etkileyecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder